Kolit ile Yaşamak: Beslenme ve Yaşam Tarzı Önerileri

Kolit, kelime anlamı olarak kolonun yani kalın bağırsağın iltihabı anlamına gelir. Halk arasında sıklıkla spastik kolon ya da spastik kolit gibi yanlış tanımlamalar olsa da aslında uzmanlar kolit teşhisi koyduklarında, 2 ana hastalık grubunu:

1. Ülseratif Kolit’i ya da
2.  Crohn

hastalığını kastetmektedir.

Kolitin tedavisi, hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişir. İlaç tedavisi, diyet değişiklikleri ve yaşam tarzı değişiklikleri kolit semptomlarını yönetmeye ve hastalığın ilerlemesini durdurmaya yardımcı olabilir.

Kolit Neden Olur ve Belirtileri Nelerdir?

Kolitin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, hastalığın meydana gelmesinde aşağıdakiler dahil olmak üzere bir dizi faktörün rol oynadığı düşünülüyor:

Bağışıklık sistemi: Bağışıklık sisteminin anormal bir şekilde çalışması, bağırsak hücrelerine saldırmasına ve kolit semptomlarının ortaya çıkmasına neden olabilir.

Genetik: Kolit aile öyküsü olan kişilerde daha yaygındır. Bu, genetik faktörlerin hastalığın gelişmesinde rol oynayabileceğini düşündürmektedir.

Çevresel faktörler: Sigara içmek, bazı ilaçlar ve stres gibi çevresel faktörler kolit semptomlarını tetikleyebilir veya daha da kötüleştirebilir.

Kolit riskini artırabilecek diğer faktörler ise şunlardır:

• Yaş: Kolit genellikle 20-40 yaşları arasında ortaya çıkar.
• Aile öyküsü: Ailesinde kolit öyküsü olan kişilerde kolit daha yaygındır.
• Bağırsak enfeksiyonları: Bazı bağırsak enfeksiyonları kolit riskini artırabilir.
• Diyet: Diyetin kolit riskini nasıl etkilediği tam olarak bilinmemekle birlikte, aşırı baharatlı ya da yağlı gibi bazı yiyecek türleri, semptomları tetikleyebilir veya daha da kötüleştirebilir.

Kolit belirtileri arasında karın ağrısı, kramp, uzun süreli ishal, kanlı dışkılama, mukuslu dışkılama, kilo kaybı ve yorgunluk yer alır.

İzmir’in Urla bölgesinden elde edilen saf ve katkısız yerli arı poleni, Dynabeille Arı Poleni sayesinde arı poleninin faydalarıyla tanışın.

Kolit Tedavisi ve Yaşamın Renkleri

İnflamatuvar barsak hastalıkları (İBH), uzun soluklu ve tüm vücudu etkileyen bir grup hastalıktır. Bu nedenle, tanıdan itibaren hastaların sosyal hayatları da etkilenebilir. Bir nevi, hayatın renk paletinde bazı tonlar değişime uğrar.

Çocukluk ve Genç Erişkinlik Döneminde:

• Beslenme ve Gelişim: Yetersiz besin alımı, fiziksel gelişmede gerilemeye yol açabilir.
• Sosyal Etkiler: Hastalık alevlenmeleri, okul ve arkadaş ilişkilerini zorlaştırabilir, sosyal renkleri solgunlaştırabilir.
• Ailenin Rolü: Ailenin manevi desteği ve hastalıkla başa çıkmada yardımcı olması, bu zor dönemde olmazsa olmazdır.

Erişkin Döneminde:

• Mesleki Hayat: Karın ağrısı ve sık tuvalet ihtiyacı gibi yakınmalar, iş gücü verimini düşürebilir.
• Stres ve Psikoloji: Stres ve üzüntü hastalığı alevlendirebilir, ruh halini grileştirebilir. Gerekirse psikolojik destek almak, bu karanlığı aydınlatabilir.

Gebelik ve Emzirme:

• Doğurganlık: İBH doğurganlığı engellemez, ancak bazı tedaviler ve komplikasyonlar renk paletimizi etkileyebilir.
• Planlama: Gebelik öncesi gastroenteroloji doktoruna danışmak önemlidir, planlı ve bilinçli adımlar atmak gerekir.
• Tedavi: Hastalığın inaktif olması ve bebeğe zararlı ilaçların kullanılmaması, sağlıklı bir gelecek için gereklidir.
• Emzirme: Emzirmede sakınca yoktur, ancak bazı ilaçların süte geçebileceği unutulmamalıdır.

Sosyal Hayat ve Alışkanlıklar:

• Sosyal Faaliyetler: Doğru tedavi ile hastaların herhangi bir sosyal faaliyetten vazgeçmesi gerekmez. Renkli bir hayat hala mümkündür.
• Sağlıksız Alışkanlıklar: Sigara ve alkol kullanımı hastalığı kötüleştirir ve tedaviyi zorlaştırır, hayatımızı gölgede bırakır.
• Sağlıklı Kilo ve Egzersiz: İdeal kiloyu korumak ve düzenli egzersiz yapmak, hayatımıza renk katmanın en güzel yollarından biridir.

Sonuç olarak kolit hastaları, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile normal ve tatmin edici bir yaşam sürebilir. Hayatımızın renkleri, her zaman canlı ve parlak kalabilir.

Doğal ve güçlü bir bağışıklık sistemi için Dynabeille Dörtlü Karışım‘ı deneyin!

Arı Gücünün Desteğiyle Hastalığına Şifa Buldu!

On iki parmak bağırsağında bulunan yaraya çare arayan Prof. Dr. Rafet Gök, çareyi Çam balı, Arı Sütü, Polen ve Propolis karışımında buldu. Şifalanma süreci sonrasında arı ürünlerini üretmeye başlayan Prof. Gök, diğer insanların da şifalanmasına yardımcı oldu.

Türkiye’de Bal ile Arı Sütü, Polen ve Propolisi karıştırarak ürün hazırlayan ilk firma Dynabeille’in kurucusu Prof. Dr. Rafet Gök’ün hayat öyküsünü detaylıca okumak için tıklayın.